40’lı yaşlar… Yorgun görünmek için çok gençsiniz.
“Eyvah ben ne oluyorum” diyor aynadaki siz…
Bu dönemin en önemli deformasyonu yüzün çatısındaki ve yüz ovalindeki bozulmalar olarak öne çıkıyor. Her 2 çene yanının ve çene hattının gevşemesi; yanak ve dudak dolgunluğunun azalması, dudak konturunun kaybolup dudak açısının aşağı düşmeye başlaması, üst dudak ve burun arasındaki oluğun düzleşmesi (ki bu oluk gençlik çizgisi olarak nitelendirilir). Ve gözaltı yağ yastıkçıklarının yer değiştirmesiyle gözaltı çökmelerinin oluşumu kişinin yorgun ve halsiz görünmesine neden olur.
Yüzünüzün risk haritasında koyu gölgelenmelerin ve kırışıklıkların arttığını fark edeceksiniz.
Yüz ovalini toparlamada öne çıkan medikal tedaviler: Yüksek focus ultrasound teknolojileri, organik iplerlerle örümcek ağı uygulaması ve altın iğneli radyo frekans teknolojileridir.
Çene hattını düzenlemede kullanılan bir diğer yöntemse “Nefertiti Lift” olarak bilinen çene hattına uygulanan botokstur.
Yanak, dudak çevresi ve göz altlarındaki volüm kaybını hyaluronik asit dolgu enjeksiyonlarıyla yerine koyabilirsiniz. Fakat dikkat etmeniz gereken ifadenizin doğallığını kaybetmeden, azar azar belirli aralıklarla yaptırmanız gerektiğidir.
30’lu yaşlarda azalmaya başlayan kollajen üretiminiz daha da yavaşlamaya başlayıp kendini ciltte gevşeklik olarak hissettirmeye başlar. Somon DNA gençlik aşısı ve vitamin enjeksiyonu, GRP(growth faktör PRP), altın iğneli radyofrekans ve Fraksiyonel lazer gibi antiaging uygulamalardan daha sık faydalanmanız gerekecektir.
Eğer 30’lu yaşlarınızda ufak dozlu botoks uygulamalarına başladıysanız şanslısınız. Cildinizi korumaya alıp kırışıklıklarınızın önlemini almışsınız demektir. Aynı şekilde uygulamaya devam edin. Başlamadıysanız korkmayın, hala çok geç değil düzenli botoks uygulamaları ileride oluşacak olan kırışıklıkları engel olacağı gibi, var olan oluşmuş çizgilerinizi de azaltacaktır…